“Herhalde mutluluk dedikleri de bu olsa gerek; biraz güvenlik biraz can sıkıntısı.”
Zülfü LİVANELİ (Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm)
Kent Güvenliği (Başlangıç İncelemesi)
21’inci yüzyılın ekonomik değişimi kentleşme ve sosyal değişme ile doğrudan ilgilidir. Teknolojik gelişmelerle birlikte tarımın değer kazanması sonucu pazar anlayışına dayalı faktörlerin işlev kazanması, sanayi ve hizmet anlayışındaki değişim ve beraberinde kitle iletişim araçlarının egemen olduğu, sosyolojik ve çevresel sistemin değiştiği bir anlayış sonucunda meydana gelen değişimler kentleşmeyi beraberinde getirmiştir[1]. Kentleşme ile birlikte toplumsal yapıyı ve süreçleri meydana getiren bütün faktörler de değişime uğramaktadır. Kentleşme sonucunda insanların yaşam alanları değişmekte ve bu da yaşam biçimlerinin ve etkileşimlerin değişmesine yol açmaktadır. Yaşam biçimlerinin değişmesi ile aile yapısının, kültürel değerlerin ve siyasi davranış biçiminin değişmesi, insan hareketliliğinin artması, sosyal etkileşimlerin artması ve doğası gereği suç ve ceza özelinde hem sayısal hem de niteliksel anlamda bir artıştan söz edilebilmektedir.
Ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun yaşadığı kentler bu suç ve ceza deviniminden çok süratli biçimde etkilenen yapısı ile güvenlik ihtiyacında artış hissedilen yerlerin başında gelmektedir. Tarih boyunca insanlar güvenlik ihtiyacı sebebiyle bir arada yaşamak arzusu içinde olmuş, bu da insan yoğunluğuna sahip yerlerde başlayan ticaret ve sanayileşme ile birlikte kentlerin oluşumunu sağlamıştır. Ancak zaman içerisinde kentsel ve kırsal alanlardaki nüfus dağılımı arasındaki giderek büyüyen orantısızlık, yüksek nüfus hareketliliği ve beraberinde büyük bir güvenlik sorunu meydana getirmiştir.
Türkiye’de sanayileşme ve onun yarattığı iş gücü ihtiyacı nedeniyle 1950’li yıllarda başlayan köyden kentlere göç dalgası ilk başlarda olumlu bir gelişme gibi görülse de daha sonrasında kentlerde oluşan yoğun nüfus, farklı kültürlerden insanların bir arada yaşamaya başlamasının beraberinde getirdiği uyuşmazlıklar ve sosyo-ekonomik eşitsizlikler sebebiyle bir sorun haline gelmiştir. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2022 sonuçlarına göre nüfusun 93,4%’si il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Bu ana veri esasında yapılacak bir değerlemede suçların da en az bu oranda il ve ilçe merkezlerinde yaşanacağından söz edilebilecektir.
Kent kavramı tarihte birbirlerine yakın anlamda police ve cite kelimeleri ile kullanılmaya başlanmıştır. Antik Yunan’da kent devleti anlamında kullanılan police sözcüğünün kökü politika anlamındaki “politikos”tan gelmektedir ve bir güvenlik simgesi olarak düşünülebilecek kale anlamını taşımaktadır. Eski Türkler ise “kend” kelimesini yine kale anlamında kullanmıştır. Bu küçük tarih projeksiyonunda bile tarih boyunca kent ve güvenlik kavramlarının hep birlikte ele alınmış konular olduğundan söz edilebilecektir.
Kent ve güvenlik başat ilerleyen kavramlar ise ve bugüne kadar tarih boyunca hep iç içe süregelmişse; günümüz modern kentli bireylerin metropollerde daha güvenli alanlarda yaşama talepleri klasik kent güvenliği gibi dar bir kavramın çerçevelediği bir düzlemde yürütülebilir mi? Kent güvenliği; önleyici kolluk faaliyetlerinin kentsel alanlarda uygulanmasını kapsayan bir kavramdır[2]. Bu kavram bireylerin değişen güvenlik sorunları ve ihtiyaçlarına karşılık verebilir mi? Tüm bu soruların cevaplanabilmesi için 20. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan ve halen gelişimini sürdüren “Güvenli Kent Kavramı ve Yaklaşımı” bir çözüm olabilir mi?
Güvenli Kent Yaklaşımı; kapsayıcı, disiplinlerarası, teknoloji ve idari kullanımını önceleyen ve önleyici bir yaklaşımı benimsemektedir. Suç, bir kamu otoritesi tarafından yapılması yasaklanmış, yapıldığında ise yaptırımlarla karşılaşılan eylemleri ifade etmektedir. Diğer yandan suç, işlendiği taktirde karşı karşıya kalınacak bir kurallar setine yani hukuk normuna ihtiyaç duyar. Suçlara karşılık gelen cezalar ve suçların meydana geldiği/gelebileceği mahaller bütününde, büyük yaşam alanları ve kamusal hayatın döndüğü kentsel paylaşım alanlarının güvenlik sorunları ve suç oranı yoğunluğu yalnızca adalet sistemi ve kentlilerin davranış kodları üzerinden açıklanamayacaktır. Suç unsurlarının oluşmasının engellenmesi, proaktif bir bakış açısı ile incelenirse, tüm kentsel alanlarda; sosyal ve fiziki çevremizi oluşturmakla yükümlü belediyelerin de yardımcı kolluk anlamında sorumluluğu bulunmaktadır. Çevre orijinli stres kaynaklarına “olumsuz çevresel uyaranlar” denmektedir. Bir başka ifadeyle, bunlar “çevresel stresör”lerdir[3]. Çevresel uyaranların tamamının olumsuz olduğunu söylemek doğru değildir. Bazı uyaranlar insanlar için “olumlu girdi” şeklindedir. Bunlara, olumlu çevresel uyaranlar denmektedir. Hoş bir manzara, iyi düzenlenmiş bir park ya da deniz kıyısı olumlu uyaranlara örnektir. Buradan yola çıkarak eğer kentleri iyi tasarlayamazsak olumsuz stresörlerin artacağından ve dolayısı ile suç ve suçu önleme anlamında gerekli çevresel koşulların oluşturulamayacağından söz edilebilir.
Tüm bu izah edilenlerden yola çıkarak belediyelerin suç önleyici bir sosyal anlayışla hizmet vermeleri gerektiğinden ve önleyici yaklaşım ile kentsel alanların düzenlenmesi gerekeceğinden söz edilebilecektir.
Yerel yönetimler şehir planlaması, sosyal hizmetler, eğitim, sağlık ve kamu düzeni, acil durum yönetimi gibi konulardaki sorumlulukları ile kent güvenliğinin sağlanması konusunda büyük bir rol sahibidir. Yerel yönetimlerin bu hususta sağlayabileceği katkıları birkaç başlıkta toplayabiliriz:
Kent güvenliği; mevcut teknolojik gelişim hızı, metropollerin sürekli göç alan yerleşim yerleri olmaları ve daha birçok parametrenin etkisi yüzünden, suç ve suça meyleden hareketlerin sayısındaki artış nedeni ile yalnızca kolluk kuvvetleri marifeti ile tesis edilebilecek bir durum değildir. Diğer yandan vatandaştaki güven algısı da sadece tek bir faktörden değil, suç oranları, yaşanan bölgenin fiziksel ve sosyal özellikleri, kolluktan memnuniyet, kolluğa güven, bireysel farklılıklar ve sosyal sermaye gibi birçok unsurun bileşkesinden etkilenmektedir[4]. Bireylerin hayatlarında önemli bir yeri olan güvenlik algısına etki eden faktörlerin tespit edilmesi, kolluğun ve yardımcı kolluğun ve hatta gerekli hallerde 5442 sayılı il idaresi kanunu kapsamında silahlı kuvvetlerin uygulayacağı suç önleme stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanmasının yanı sıra kamu politikalarının geliştirilmesi açısından da önem arz etmektedir. Bu faktörler ve bunlar üzerinde yapılabilecek iyileştirme ve geliştirmeler açısından yerel yönetimlere çok fazla görev düşmektedir. Geliştirilebilecek doğru stratejiler ile maliyet etkin ve kayda değer ilerlemeler sağlanabilir. Farklı ülkelerdeki iyi uygulamalar ve örnekler de incelenerek her kentin kendi doğasına uygun birçok farklı adım atılabilir. Sonraki sayılarımızda ifade edeceğimiz güvenlik araştırmalarımıza konu olacak belediyelerin üzerine düşen rol, güvenli ve sürdürülebilir kentler oluşturmada oldukça kritik bir öneme sahiptir denilebilir.
Canınızın sıkılacağı kadar güvende kalın J.
Saygılarımızla.
Dr. Barbaros Dinçer Murat Emrah YILDIRIM
Saha Koordinasyon Müdürü Genel Müdür
İSTGÜVEN A.Ş. İSTGÜVEN A.Ş.
[1] A.KAYAN;İ.MARDİNLİ, “Kentleşme-Sosyal Değişme ve Ekonomik Gelişme İlişkisinin Değerlendirilmesi” <chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1434377>. S:1
[2] İ.GÜNDÜZÖZ; “Türkiye ve Dünyada Güvenli Kent Yaklaşımı: Kentsel Güvenlik mi? Güvenli Kent mi?”; Türk İdare Dergisi, Sayı:483, s. 336.
[3] İ.GÜNDÜZÖZ; a.g.e.; s.338
[4] L. DE DONDER, N.DE WİTTE; “Social Capital and Feelings of Unsafety in Later Life: A Study on the Influence of Social Networks, Place Attachment, and Civic Participation on Perceived Safety in Belgium”, Research on Aging dergisi, Sayı: 34, No. 4, 2012, s. 425-448.
Çerez | Süre | Açıklama |
---|---|---|
cookielawinfo-checkbox-analytics | 11 months | This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Analytics". |
cookielawinfo-checkbox-functional | 11 months | The cookie is set by GDPR cookie consent to record the user consent for the cookies in the category "Functional". |
cookielawinfo-checkbox-necessary | 11 months | This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookies is used to store the user consent for the cookies in the category "Necessary". |
cookielawinfo-checkbox-others | 11 months | This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Other. |
cookielawinfo-checkbox-performance | 11 months | This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Performance". |
viewed_cookie_policy | 11 months | The cookie is set by the GDPR Cookie Consent plugin and is used to store whether or not user has consented to the use of cookies. It does not store any personal data. |